Alkol ve uyuşturucu madde kullanım bozukluğu nedir?
Bir psikoaktif maddenin klinik olarak belirgin bir bozulma ve zorlanma yaratmasına ve kişinin yaşamında zarar verici sonuçları olmasına rağmen sorunlu bir davranış örüntüsü halinde kullanılmasıdır.
Madde kullanım bozukluğu klinik olarak bir çok psikolojik, fizyolojik, bilişsel ve davranışsal semptomun eşlik ettiği bir psikiyatrik bozukluktur.
Madde kullanım bozukluğu: psikolojik olarak maladaptif (ruhsal olarak zorlayıcı bir sorunla baş etmeye veya soruna uyum sağlamaya yönelik sağlıksız, akılcı ve gerçekçi olmayan) veya olumsuz düşünce ve davranış bozukluklarının, biyolojik olarak da beynin yargılama, karar verme, öğrenme ve hafıza gibi fonksiyonlarına ait alanlarında yapısal bozukluk/bozulmanın (nörogörüntüleme yöntemleri sonuçları ile ortaya konan) olduğu psikopatolojik bir durumdur.
Bağımlılık kişinin madde kullanımı olmadan psikolojik ve/veya fizyolojik olarak iyilik hali sağlayamadığı durumu ifade eder.
Alkol ve uyuşturucu madde kullanım bozukluğu tanısı nasıl konur?
American Psychiatric Association (APA) kuruluşunun uluslararası alanda en yaygın kullanılan ve psikiyatrik hastalıklar için tanı kılavuzu olan Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı DSM-V (Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders) madde kullanım bozukluğu tanı kriterlerine göre 12 aylık bir dönem içinde aşağıdaki durumlardan en az ikisinin varlığında bir madde kullanım bozukluğu tanısı konur:
- Maddenin sıklıkla fazla miktarda veya niyet edilenden daha fazla kullanılması
- Tekrarlayan madde kullanımının kişinin iş, eğitim, ev gibi kişinin hayatındaki majör rol ve sorumlulukları yerine getirmede yetersizlik yaratması
- Maddenin etkilerinin yol açtığı veya alevlendirdiği kişilerarası ve sosyal sorunlara rağmen madde kullanımı
- Madde kullanımı nedeniyle iş, sosyal yaşam, eğlence aktivitelerinden vazgeçilmesi veya azaltılması
- Fiziksel bir zarar durumu olmasına rağmen kullanımı
- Maddeye yönelik ısrarcı bir arzu duyma veya kullanımı kontrol etmek veya kesmek için başarısız çabaların varlığı
- Maddeyi elde etme, kullanma ve etkilerinden iyileşme için büyük bir zaman harcanması
- Aşerme (Craving) ve kullanmak için acil ve güçlü bir istek duyulması
- Madde kullanımının tekraren veya sürekli olarak fiziksel ve ruhsal olarak sorunlara yol açtığı veya sorunları artırdığı bilinmesine rağmen kullanmaya devam etme
- Tolerans ( istenen etkinin elde edilebilmesi için ihtiyaç duyulan madde miktarının giderek artan miktarlarda olması) ve çekilme ( madde alınmadığında ortaya çıkan fiziksel ve ruhsal çeşitli bulgularla karakterize sendrom)
DSM-V ‘ e Göre Başlıca Madde Kullanım Bozuklukları şunlardır:
- Alkol
- Kafein
- Nikotin
- Kannabis (Esrar)
- Halüsinojenler (Fensiklidin, LSD ve diğerleri)
- Inhalantlar (Solunum yoluyla kullanılan çok sayıda kimyasalı içerir: Başlıca tiner, yapıştırıcılar; gıda ve endüstride çeşitli amaçlarla kullanılan spreyler; eter, kloroform, halotan gibi anestetikler, nitroz oksid, çeşitli nitrit bileşikleri)
- Opiodler (eroin, sentetik opioitler (fentanil), ağrıkesiciler(oskikodon, hidrokon, kodein))
- Sedatif, hipnotik ve anksiyolitik ilaçlar (benzodiyazepinler, zolpidem, barbitüratlar, vd)
- Stimulanlar (Amfetamin ve türevleri, kokain.vd.)
Bağımlılık nedir?
Bağımlılık biyolojik, psikolojik , sosyal ve davranışsal boyutları olan bir hastalıktır.
Bağımlılık düzelebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır ancak özellikle tekrar kullanıldığında nüks eden bir hastalıktır. Bağımlı kişi alkol/madde kullanmayı bıraktıktan bir süre sonra tekrar alkol/madde kullanmaya başlarsa çok kısa zamanda eski kullandığı doza ulaşır
Bağımlılık tanısı olan kişi tüm yaşamı boyunca bu tıbbi durumu akılda tutmalı ve bütün yaşamını buna göre düzenlemeli ve sürdürmelidir.
Ancak birçok bağımlı bunun farkında değildir ve az kullanabileceğini düşünerek kendini denemek amacı ile tekrar madde kullanır. Bu nedenle bağımlılık tanısı olan kişilerin tıbbi izlemi nüksü önlemek açısından büyük önem taşır.
Fiziksel bağımlılık, alkol/maddenin varlığına karşı duyulan fizyolojik bir istektir ve madde alınmadığı zaman fizyolojik uyumun bozulmasına bağlı olarak fiziksel belirtiler çıkar.
Ruhsal bağımlılık, (alışkanlık, gibi bazı başka terimlerle de açıklanır), madde bırakıldığında ruhsal bazı yakınmalar ve belirtiler ortaya çıkar.
Ancak günümüzde bu iki tanım birbirinden ayrılmamakta, bağımlılık bir bütün olarak değerlendirilmektedir.
Alkol ve uyuşturucu madde kullanımının başlıca zararlı etkileri nelerdir?
Kişinin ruhsal iyiliği, iş, özel ve sosyal yaşam gibi yaşamın tüm alanlarında işlevselliği, üretkenliği ve yaşam kalitesi belirgin şekilde olumsuz etkilenir, bozulmalar ortaya çıkar.
HIV, Hepatit C gibi ciddi enfeksiyon hastalıkları risklerini artırır.
Aşırı doz gibi nedenlerle prematur mortaliteyi arttırır.
Eş tanı olarak veya madde kullanımıyla birlikte gelişen depresyon, anksiyete ve psikotik bozukluklar gibi mental bozuklukların ortaya çıkması riskini artırır.
Sosyo-ekonomik olarak dezavantajlı bir durum yaratarak eğitim ve iş alanlarında geri kalmasına, yoksullaşmaya yol açar ve kişinin yaşam kalitesini düşürür.
Zararlı olmasına rağmen insanların alkol ve uyuşturucu madde kullanmasının başlıca nedenleri nelerdir?
- İyi hissetmek için
- Stresten kurtulmak, sorunları unutmak, uyuşmak için
- Performansı artırmak için
- Merak, akran zorlaması, deneyim paylaşımı, ortak eğlence aracı gibi akran ve sosyal deneyimlerin etkisiyle
Alkol ve uyuşturucu madde kullanımının başlıca zararlı etkileri nelerdir?
Kişinin ruhsal sağlığı ve iyiliği, iş, özel ve sosyal yaşam gibi yaşamın tüm alanlarında işlevselliği, üretkenliği ve yaşam kalitesi belirgin şekilde olumsuz etkilenir veya ciddi bozulmalar ortaya çıkar.
Metabolizma ve bağışıklık sistemine olumsuz etkileri gibi nedenlerle önemli sağlık sorunlarına yatkınlık yaratır ve erken ölüm riskini arttırır.
Aşırı doz gibi riskler de ölüm riskini artırır.
HIV, Hepatit C gibi ciddi enfeksiyon hastalıkları risklerini artırır.
Eşlik eden veya madde kullanımına bağlı olarak gelişen depresyon, anksiyete ve psikotik bozukluklar gibi ciddi psikiyatrik bozuklukların ortaya çıkma riskini artırır.
Sosyo-ekonomik olarak dezavantajlı bir durum yaratarak, kişinin eğitim, iş, sosyal yaşam alanlarında geri kalmasına, yoksullaşmaya yol açar ve kişinin yaşam kalitesini düşürür.
Bireysel, ailesel, iş, sosyal yaşam, eğitim, mesleki alan gibi hayatın başlıca önemli alanlarında uyum sorunlarına ve bozulmaya yol açar.
Üretkenliğin kaybı nedeniyle büyük bir toplumsal maliyet yaratır.
Sağlık bakım masrafında artışa neden olarak ekonomik yükler yaratır.
Toplumsal etiketleme ile birleştiğinde kişinin sosyal izolasyonuna ve tedavi olanaklarına ulaşmasına engel bir durum yaratır.
Kriminal ve adli sorunlar, sosyal refahta azalma ve bozulma ve diğer olumsuz sosyal sonuçlara yol açar.
Alkol ve uyuşturucu madde kullanımının başlıca bireysel ve toplumsal zararları nelerdir?
Madde kullanımı bireyin kendini köleleştirdiği bir durumdur.
Çünkü bağımlılık; bireyle madde arasında kurulan ve bir süre sonra bireyin özerkliğini, özgürlüğünü ve kendine özgülüğünü ortadan kaldıran bir sürece yol açmaktadır.
Uyuşturucu madde, insanın düşünce, duygu, algılama, tutum ve davranışı yani bütün zihinsel süreçleri üzerindeki yıkıcı etkileri nedeniyle bireyi kullandığı madde karşısında çaresiz bir köle haline getirmektedir.
Böylelikle toplum, her alanda bu hale gelmiş bireyin katkılarından, gücünden, emeğinden yani toplumun bir yapıtaşı olarak bireyin kendinden yoksun kalmaktadır.
Yeryüzünde pek çok toplumda, kimi yerlerde de geniş bir nüfusun bu olumsuz etkiye maruz kaldığını göz önüne aldığımızda, madde kullanımı önlenemediğinde tüm toplumların hangi boyutta kayıplara uğrayacağını kolayca anlayabiliriz.
Madde kullanımı sadece bireysel değil, ailesel, toplumsal ve çevresel karakteristiklerin ve global, ulusal ve lokal politikaların ve uygulamaların çok faktörlü etkileşimiyle ilişkilidir.
Uyuşturucu madde kullanım bozukluklarında tedavi mümkün müdür?
Madde Kullanım Bozukluklarının tedavisi mümkündür. Ama tedavi uzun süre alan, nüks etme riski yüksek ve zorlu bir süreçtir. Bu nedenle erken tanı ve erken dönemde müdahale, tedavi sürecinde de uzun dönemli düzenli tıbbi takip gereklidir.
Madde Kullanım Bozukluklarının tedavisi öncelikle kişinin tedavi olmak istemesi, tedavi motivasyonunun olmasını gerektirir. Tedavi için ilk koşul bu istek ve niyettir.
Alkol ve madde kullanım bozukluklarında tedavi neden zordur?
Bağımlılıkta, kullanılan madde kişide bedensel, ruhsal veya sosyal sorunlar yaratmasına karşın kullanım sürer ya da bırakma girişimlerinin ardından tekrar başlar.
Alkol ve madde kullanım bozukluklarının tedavisi nasıl yapılır?
Alkol ve Uyuşturucu madde bağımlılığının tedavisinde ilk aşama vücuttan arındırma tedavisidir. Bu aşamada, madde vücuttan temizlenirken ortaya çıkan yoksunluk belirtileri tedavi edilir. Daha sonra bağımlılığa yönelik psikolojik tedaviler uygulanır.
Alkol ve Madde kullanımında tedavi yaklaşımları diğer psikiyatrik ve fiziksel bozukluklara göre farklılıklar gösterir. Alkol ya da madde kullananların tümüne etkili tek bir yaklaşımdan söz etmek mümkün değildir.
İyileşmeyi olumlu etkileyen faktörler: Tedavi süreci ve tedaviye uyum, kişinin psikolojik özellikleri, tedavi motivasyonu, madde kullanım bozukluğunun klinik özellikleri sayılabilir. Tedavnin uzun süreli olması ve tedavi uyumu en önemli faktördür.
Alkol ve madde kullanım bozukluklarında kullanılan başlıca tedavi yöntemleri:
Psikoeğitim: Kişiye yaşadığı sorun hakkında bilgi vermek ve değişmesine yol göstermek amaçlanır.
Detoksifikasyon: Detoksifikasyon, kişinin kullandığı maddenin etkisinden arındığı, bu süreçte ortaya çıkan yoksunluk belirtileri varsa bu duruma yönelik tedavinin uygulandığı aşamadır. Detoksifikasyonun hastanın ve yoksunluk ve bağımlılık tablosunun durumuna göre ayaktan tedavi ile, bu şeklide izlenmesi güç olan dışarıda madde kullanım olasılığı yüksek , fiziksel ve ruhsal rahatsızlıkları olan, kullandığı maddeye karşı tolerans gelişmiş ve bırakma döneminde önemli fiziksel komplikasyonlar yaşayacağı düşünülen kişilerin hastaneye yatırılarak tedavisi uygundur.
Psikoterapi Programları: Psikoterapi ruhsal ve davranışsal tedavileri içeren bir süreçtir. Bireysel ve grup terapileri, eğitim, ortam tedavilei bu başlık altında sayılabilir.
Bireysel veya grup terapileri şeklinde uygulanabilir.
Unutulmamalıdır ki, Alkol ve Uyuşturucu madde bağımlılığının tedavisinde en etkili yöntem önlemedir. Madde kullanmayı önleyici her türlü etkinlik özellikle çocuk ve ergen yaş gruplarında olmak üzere yaygınlaştırılmalı, ulaşılabilir ve etkin şeklide uygulanmalıdır.
Önleme sağlandığında uzun ve zorlu bir tedaviyle ciddi maddi ve manevimaliyetler getirecek zorlu bir psikiyatrik sorun daha başlamadan ortadan kaldırılmış olur.
Madde bağımlılığı tedavi merkezlerinin sayısının ve etkinliğinin yeterli ve ulaşılabilir olması, tüm uyuşturucu bağımlılarının tedaviye ücretsiz ve hızlı şekilde ulaşmasının sağlanması da yalnızca tıbbi değil aynı zamanda sosyal bir sosyal sorun olan Alkol Madde Kullanım Bozukluklarının Tedavisinde çok kritik bir önem taşır.
Alkol ve madde kullanım bozukluklarında damgalama nedir?
Her türlü psikiyatrik bozuklukta önemli bir sorun olan damgalama Alkol ve Madde Kullanım Bozukluklarında özellikle önem taşır.
Damgalama kişiyi olumsuz niteliklerle tanımlamak ve sonra da bu etikete uygun biçimde toplumsal değerini düşürmek, kişinin diğer tüm özellikleri göz ardı edilerek atfedilen olumsuz değerle özdeşleştirilmesi anlamına gelir. Bu durum kişiyi dışlanma, aşağılanma, şiddet ve ayrımcılığa daha fazla maruz kalma riskiyle karşı karşıya bırakır.
Alkol ve Madde Kullanım Bozukluklarında damgalanan bireyler suçluluk ve utanç duyguları yaşamakta ve yaşadığı bu duygular sonucunda bireyin benlik saygısı düşmekte, sosyal kimliği olumsuz etkilenmekte, tedavi motivasyonu düşmekte ve hizmetlerinden daha az yararlanmasına yol açmaktadır. Tüm bu nedenlerden dolayı, alkol ve madde bağımlısı olan bireylerin maruz kaldıkları damgalama ile mücadele edilmesi büyük önem taşımaktadır.