
Çocuklar sıklıkla, çocuk gibi davranan yetişkinler tarafından, çocuk gibi davrandıkları için cezalandırılırlar.
Büyümek için hala ne kadar yolumuz olduğunu bize gösteren hiçbir şey, ebeveynlik kadar etkili değildir.
Çocuklardan duygusal denetim bekleriz — ama biz bağırır, utandırır ve kapıları çarparız.
Olgunluk talep ederiz — ama biz tepki gösteririz.
İşbirliği isteriz — ama bağ kurmaya fırsat vermeden emirler yağdırırız.
Sorun çocuklarda değil. Onların davranışları bir aynadır; doğuştan bildiklerini değil, kendilerine gösterilenleri yansıtırlar.
Ve çoğu zaman, kendi insanlıklarını nasıl idare edeceklerini henüz öğrenmemiş yetişkinler tarafından insan oldukları için cezalandırılırlar.
Çocuklardan, kendimizin bile tam olarak kontrol edemediğimiz duyguları kontrol etmelerini bekliyoruz.
Onları dürtüsel, tepkisel, bunalmış oldukları için cezalandırıyoruz —
sanki bunlar bizim de hala mücadele ettiğimiz duygular değilmiş gibi.
Duygusal dengesizlik sadece çocuklar için normal değil —
İNSANLAR için de normaldir. Hepsi için.
Ancak onlara bu konuda yardımcı olmak yerine, genellikle düzeltmeye çalıştığımız davranışla karşılık veriyoruz…
Bağırdıkları için onları azarlıyoruz, sonra sesimizi yükseltiyoruz. Sakin olmalarını talep ederken, kendimiz soğukkanlılığımızı kaybediyoruz. Onlara saygısız olduklarını söylerken, onların saygınlık ihtiyacını görmezden geliyoruz.
Gerçek şu ki: onlar “yaramazlık yapmıyorlar”. Onlar gelişiyorlar.
Bu suçlama ile ilgili değil. Farkındalık ile ilgili.
Çünkü duygusal zekası yüksek çocuklar yetiştirmek istiyorsak, duygusal zekası yüksek yetişkinler olmalıyız.
Daha sık durmalıyız. Daha dürüstçe düşünmeliyiz. Ve daha cesurca tamir etmeliyiz.
İŞ BU. Ve bu bizimle başlıyor. ❤️
Alıntı Kaynağı: @kirstencobabe ❣️
Daha fazlası için @insideparenting & @kirstencobabe’yi takip edin