Doç. Dr. M. Sıla Yazar

  • Psiko-deyim
  • Sıla Yazar Instagram
  • Anasayfa
  • Hakkımda
    • Özgeçmiş
    • Bilimsel Etkinlikler
    • Kliniğimiz
  • Psikiyatride Kullanılan Tedavi Yöntemleri
  • Psikiyatrik Bozukluklar
  • Blog
    • Psikiyatristin Terapi Notları
    • Psikiyatrist Gözünden
    • Psiko-deyim
  • Bize ulaşın
  • Anasayfa
  • Psikiyatri ve Psikoterapi
  • Blog
  • Psikiyatrist Gözünden
  • Evden çalışan kadınların yaşadığı psikolojik güçlükler

Evden çalışan kadınların yaşadığı psikolojik güçlükler

0
27 Ekim 2025 Pazartesi / Kategori Psikiyatrist Gözünden

Evden çalışan kadınların yaşadığı psikolojik güçlükler

evden çalışan kadınlar

Artan kadın iş gücü kadınların hayatında iş ve aile yaşamında bir denge kurulması ihtiyacını doğurdu. Evden çalışma, sağladığı esnek iş ve aile yaşamı arasında denge kurmak zorunda olan kadınlar için ayrı bir önem taşıyor.

Evden çalışma dijital çağın sağladığı teknolojik olanakların çalışma hayatına getirdiği en önemli kazanımlardan biri. Özellikle COVID-19 pandemisi ile sistematikleşen ve yaygınlaşan bu imkan, pandemi sonrası da bir çok alanda kalıcı bir iş modeli haline geldi.

Çalışma hayatında bir çok sektörde, “evden çalışma devrimi”, “büyük sıfırlama (great reset) , “esnek çalışma çağı başladı” gibi havalı ifadelerle sunuldu ve en büyük yararının kadın çalışanlara olduğu konusunda herkes hemfikirdi. İş dünyasında evden çalışma sayesinde, kadınların esnek bir çalışma ortamında iş ve ev sorumluluklarını beraberce yönetebilecekleri avantajlı bir imkana kavuştukları inancı yaygındı.

Ancak, deneyimler arttıkça evden çalışmanın, kadınlara iş- yaşam dengesini kurmada yardımcı mı olduğu, yoksa ek zorluklar mı yarattığı özellikle son zamanlarda giderek daha çok gündemde olan bir tartışmayı beraberinde getiriyor.

Bunun nedeni kadınların ev hayatında bakım verme yüklerini erkeklere göre orantısız şeklide daha fazla taşıyor olmaları.

Bu durum, günümüzde her geçen gün hızla değişmekte olsa da, toplumsal cinsiyet rollerinin hem kadın hem de erkeklerin zihninde açık ve örtük olarak hala çok etkili olmasından kaynaklanır. Toplumsal cinsiyet kalıpları; evdeki işlerin kadının cinsiyeti gereği doğal görevi olduğu şeklindeki kalıp inançlar ve davranış tarzlarını içerir. Bunun sonucunda kadınlar ev hayatında erkeklere göre daha fazla rol ve görev üstlenir. Bu durumda evden çalışma, kadınların hayatında zaten daha fazla görev ve sorumluluk aldığı ev hayatı yüklerinin üzerine iş hayatıyla ilgili yüklerin eklenmesi sonucunu doğurabilmektedir.

Evden çalışmayla hem iş hem de aile yaşamının tek bir alandan sürdürmek durumunda kalan kadınlar, iş ve ev yaşamı gibi iki yüksek beklentili hayat alanının birbiriyle tamamen çakıştığı bir arenada, kendilerini görev ve sorumluluklara canhıraş yetmeye çalıştığı bir mücadelenin ortasında bulabilmektedirler. Bu arena, evin bakım vereni olarak taşıdıkları tüm zihinsel yükle (yemek planlama, temizlik, bir yardımcı varsa bile onun organizasyonu, çocuklarla ilgili işler), işin getirdiği profesyonel yükün iç içe geçtiği, yüksek beklentilerle doludur. Ev ve iş yaşamının sınırlarının silikleştiği bu arenada, “zaten evdesin, sen hallet” anlayışı, ev yaşamının çoğu zaman öngörülemez ve anlık çözüm isteyen sorunlarıyla (çocuklarla ve ev ihtiyaçlarıyla ilgili) birlikte kadının gerçekçi sınırlar oluşturup uygulayabilmesini daha da güçleştirebilmektedir. Bu durumun evden çalışan kadınlara ruhsal ve fiziksel maliyetleri olabilir.

Hem profesyonel bir çalışan, hem de evde bakım verme görevlerinin “asli” sorumlusu olarak karşı karşıya kaldığı ruhsal yüke yetişme çabası, kadında yetersizlik, başarısızlık, suçluluk ve kaygı gibi duyguları harekete geçirebilmektedir.

Eğer kadının mükemmeliyetçilik gibi zihinsel özellikleri belirginse bu tür işlevsiz düşünce ve duyguların daha şiddetli gelişmesi açısından bir risk faktörüne dönüşebilir. Bu durum evden çalışan annelerde, annelik rollerinin iş sorumluluklarıyla çatışması söz konusu olduğunda daha da şiddetli yaşanabilmektedir.

Psikolojik öyküsünde yetersizlik ve başarısızlık inançları veya diğer işlevsiz inanç sistemleriyle ilgili belirgin yükleri olan kadınlar için, karşı karşıya kaldıkları çifte (ev ve iş) sorumluluklar ve görevler, tetikledikleri işlevsiz düşünce, duygu ve davranış örüntüleriyle  kadının ruhsal iyiliğini tehdit eder boyuta gelme riski taşır. Bu durumda, motivasyonsuzluk, erteleme ve kaçınma davranışları, tükenmişlik hissi ve bununla ilişkili demoralize ruh hali gibi belirtiler, birer kırmızı bayrak olarak ortaya çıkmaktadır.

Eğer, genetik ve başka psikososyal yükler de varsa veya eklenirse, kaygı bozuklukları, depresif bozukluklar, psikosomatik bozukluklar, obsesif bozukluk gibi ruhsal sorunların gelişmesi açısından zemin hazırlayıcı olabilir.

O halde evden çalışma, ancak iş ve ev yaşamının yükleri hakkaniyetli bir şeklide yapılandırılırsa bir avantaj sağlayabilir. Bunun yerine, “zaten evdesin, sen hallet” yaklaşımıyla eşit ve adil bir görev dağılımı sağlanmadığı, ev ve çocuk bakımı sorumluluklarının zaten orantısız şeklide kadının üzerinde olduğu ailelerde bu model daha fazla yüklenme, zorlanma ve ruhsal iyilik ve sağlık açısından risk yaratabilir.

Evden çalışma modelinde zorlanma yaşamanın hem kadının kendisi hem de çevresi tarafından bir “zaman yönetimi ve planlama sorunu” olarak değerlendirilebildiğini görüyoruz. Oysa ruhsal zorlanmanın kadın için bir “zaman yönetimi sorunu “ değil, cinsiyet eşitsizliğinin yarattığı ortamdaki ek yükler nedeniyle, yüksek ve gerçekçi olmayan beklentilere ulaşmaya çalışmanın yarattığı bir sorun olabileceği göz ardı edilmemelidir. Zaman yönetimi ve planlama, elbette çözümün önemli bir parçasıdır ve sorun ele alınırken dikkate alınmalıdır. Ama yaşanan eşitsiz ve orantısız yüklenmenin katkısını göz ardı etmek, yetersizlik ve suçluluk duygularını daha da artırarak sorunu derinleştirir.

Evdeki bakım veren sorumluluklarında orantısız ve hakkaniyetsiz yüklenmeye yol açan başlıca psikolojik unsur, ev hayatına ait rolleri ve işleri, “asli olarak kadına ait” , erkeği ise “yardımcı, destek olan” olarak tanımlayan toplumsal kalıplardır. Toplumsal cinsiyet rolleri olarak da adlandırdığımız bu düşünce kalıpları, hem erkeklerin hem kadınların zihinlerinde mevcuttur. Toplumsal cinsiyet kalıpları, hem kadının kendi otomatik düşüncelerinde hem de eşinin otomatik düşüncelerinde geçerli kabul edildiğinde, evle ilgili işlerin kadının iş hayatına taşması, hatta yutması kaçınılmaz bir sonuç olur. Bu durumda kadının iş-yaşam dengesi bozulur ve kadının yaşamını olumsuz etkiler.

Bireysel psikolojik sonuçlarının yanı sıra, çalışma ortamından uzaklaşan kadınlar; “gözden ırak, gönülden ırak “ durumuna maruz kalabilirler. Kariyer ilerlemesi, mesleki eğitim ve donanımı vb. konularda zaten “cam tavan” inşa etmiş ve kadınları oyununun dışına çıkarmaya meyilli “erkekler kulübü” tarafından, evden çalışarak çalışma ortamından uzak kalan kadınların kariyer ve çalışma olanaklarının sınırlanması sehven veya kasten bir fırsata dönüştürülebilir.

Evden çalışma, avantajlarının yanı sıra yarattığı sosyal yalıtılmışlık (izolasyon) açısından ruhsal olarak olumsuz etkiler yaratabilen bir çalışma modelidir. Bu durum kadın ve erkek her iki cinsiyet için de geçerlidir. Ancak, kadınların ev sorumluluklarıyla orantısız olarak yüklendikleri ortamda, bir duygusal destek kaynağı olabilecek sosyal ilişkilerden de mahrum kalmaları kadınlar için erkeklere kıyasla daha zorlayıcı olabilmektedir.

Çünkü iş ortamı, sorumlulukların sosyal bir ortamda, sosyal ilişkilerle iç içe yerine getirildiği bir ortamken, ev ortamı gündelik rutinin kendini tekrarladığı ve sınırlı sosyal ilişki imkanı sunana bir ortamdır.Aile içinde özellikle bunu gözetecek şeklide sosyalleşmeye yer verilmiyorsa, kadın için sosyal izolasyon cinsiyete özgü ek yükler yaratabilir.

Sonuç olarak, evden çalışma kadınlara esnek çalışma modeliyle avantajlar sağlayan, ancak cinsiyet eşitsizliğinin etkisiyle ek yükler de getirebilen bir çalışma modelidir.

Evden çalışan kadınların, özellikle annelerin motivasyonsuzluk, tükenmişlik, erteleme ve kaçınma davranışları, tıbbi olarak açıklanamayan fiziksel şikayetler, kaygı, depresyon, uyku sorunları gibi ruhsal sorunlar yaşamaları durumlarında ruhsal destek almaları büyük önem taşır. Sağlanacak ruhsal destekle, klinik durumun gerektirdiği ilaç tedavisi, psikoterapi gibi müdahale seçeneklerinin yanında, mutlaka kadında ruhsal yüklenme yaratan ev ortamının düzenlenmesine yönelik terapötik ve psikososyal müdahaleler de yer almalıdır.

Bunun yanı sıra, evden çalışma/esnek çalışma modeli uygulayan kuruluşların kadınlara yönelik cinsiyet eşitsizliğinin etkilerini dikkate alan, ruhsal iyiliklerini gözeten ve çalışan olarak dezavantajlı duruma düşmelerini önleyici yönetim politikaları uygulamaları modern iş dünyasının temel sorumluluklarındandır.

 

 

 

 

 

 

 

 

.

  • Tweet

Diğer yazılar

Arayış Dizisi: Karganın Kılavuzluğunda Şifalanma Arayışı
anneler günü
Anneler Günü
şizofreni farkındalık günü
Şizofreni farkındalık günü

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bize Ulaşın

Telefon / Whatsapp

 +90 (541) 334 3484

Email

info@silayazarpsikiyatripsikoterapi.com

Adres

Harbiye Mah. Valikonağı Cad.
Marmara Apt. No:16 Kat:1 D:2
34367 Nişantaşı – Şişli / İstanbul

Google Haritalarda açın.

Saatler
Pazartesi–Cuma: 9:00–18:00

Yeni Eklenenler

  • kadın cerrahlar

    Kadın cerrahlar

    Merhabalar,Türk Plastik Rekonstrüktif ve Esteti...
  • Şizofreni nedir?

    Şizofreni ve diğer psikotik bozukluklar nelerdir?

    Şizofreni nedir? Şizofreni, biliş, duygu, algı,...
  • Dünya Ruh Sağlığı Günü

    Bugün 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü.

    Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) bu yıl Dünya Ruh Sağl...
  • Jane Goodall

    Jane Goodall

    Ruh bilimci olarak Jane Goodall Biz bütün bir p...
  • Annelik ve Bilişsel Yük

    Anneliğe Geçiş Kadın İçin Doğal, Doyum Ve Kazan...

En Çok Okunanlar

DOÇ. DR. M. SILA YAZAR

Psikiyatrist Psikoterapist

İLETİŞİM

 +90 (544) 464 15 17

Email: info@silayazarpsikiyatripsikoterapi.com

Harbiye Mah. Valikonağı Cad.
Marmara Apt. No:16 Kat:1 D:2
34367 Nişantaşı – Şişli / İstanbul

 Google Haritalarda Açın

  • GET SOCIAL

Doç. Dr. M. Sıla Yazar 2025 © Tüm hakları saklıdır.
Tasarım Uygulama SyberiumTechs

YUKARI