Son yıllarda ülkemizden eğitim görmek için yurt dışına giden öğrencilerin sayısında önceki yıllara göre belirgin bir artış var. Bu bir çeşit “zorunlu göç” aslında. Kendi ülkelerinde hem eğitim hem yaşam kalitesi açısından her yönüyle artan adaletsizlik ortamı içinde hak ettiklerini elde etme umudunu kaybeden ve kalırsa kendini gerçekleştirmesinin önünde çeşitli nedenlerle açık engeller olacağını öngören
Dilimizde fedakarlığın en yaygın kullanılan ifadelerinden biri olan “saçını süpürge etmek” deyimi, sadece bu amaçla kullanılmasa da, en sıklıkla anne sevgisini ve özverisini anlatmak için kullanılır. Annelik anne-çocuk ilişkisindeki psikolojik anlamı açısından incelersek, bu ifade ilk bakışta, annenin çocuğu için her türlü zorluğa katlanmasını yücelten bir sevgiyi ifade eder gibi görünse de, gerçek yaşamda bu
Neden psikoloji her şey için anneleri suçlar? Psikoloji kuramlarının çoğunun, çocuğun ruhsal gelişiminde diğer bütün faktörleri göz ardı ederek, annenin ruhsal yapısı ve annelik tutumları üzerinden basit bir neden-sonuç ilişkisi içinde anneyi günah keçisi ilan eden hakkaniyetsiz bir yaklaşımı mı var? Psikoloji kuramlarının anne çocuk ilişkisini, annenin çocuğun ruhsal gelişimindeki rolünü, kadının insani deneyimini de
Gündelik hayatta “elini eteğini çekmek” deyimini kullanırız ve kimi zaman bu durumu yaşarız. Bu ifade, genellikle bizim için zorlayıcı olan bir durumdan tamamen vazgeçmeyi, kendini geri çekmeyi ve mücadeleyi bırakmayı ifade eder. Peki, bu deyim psikolojik açıdan ne anlama geliyor olabilir? Elini eteğini çekmek öğrenilmiş çaresizlik döngüsünü ifade ediyor olabilir mi? Öğrenilmiş çaresizlik, kişinin kendisi
Amerikan Psikoloji Birliği’nin “Psychology of Men & Masculinities (Erkek ve erkeklik psikolojisi)” adlı çevrim içi akademik platformunda yayınlanan bir çalışmada yer alan bir kavram, son günlerde gündemde. Bu kavram “Erkek dadılığı (mankeeping)”. Bu kavramı, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin kadın ve erkeğin ruhsal iyiliğine ve yaşam kalitesine olan etkilerini bilimsel bir yaklaşımla ortaya koyması bakımından çok değerli
Düşüncelerimizden ayrışmak, düşüncelerimize körü körüne inanmamak, çevreye verdiğimiz tepkileri otomatik olmaktan çıkarır. Düşüncelerimize inanmak yerine, akılcı ve gerçekçi olup olmadıklarına göre değerlendirmeyi öğrenmek bize vereceğimiz tepkiyi düzenleyebileceğimiz bir imkan sağlar. Örneğin bir çatışma durumunda aklımıza gelen “beni önemsemiyor, beni üzüyor” gibi kişiselleştiren düşüncelere inanmak, öfke, hayal kırıklığı, değersizlik gibi duyguları harekete geçirebilir. Öfke ve hayal
Halk arasında sıkça kullandığımız “kestirip atmak” tabiri, bir sorunu, ilişkiyi veya durumu radikal bir şekilde sonlandırma tutumunu ifade eder. Kestirip atmak, çoğu zaman bizi duygusal olarak tetikleyen durum üzerinde yeterince değerlendirme yapmadan verdiğimiz otomatik bir tepkidir. Kestirip atmadan önce, kestirip attığımız durumla ilgili beklentilerimizi, ihtiyaçlarımızı, tercihlerimizi yeterince değerlendirmemiş olduğumuz için, kestirip atma tutumu bize genellikle
Stanford Üniversitesi tarafından, yapay zekanın ruh sağlığı alanında kullanılmasının tehlikelerine dikkat çeken bir araştırma yayınlandı. Son zamanlarda klinik pratiğimde giderek artan sayıda danışanımın ruhsal sorunlar, romantik ilişkiler, iş sorunları, insan ilişkileri gibi konularda yaşadıkları olumsuz olayların yarattığı ruhsal zorlanma ve çözüm yollarıyla ilgili yapay zekaya “danıştıklarına”, yapay zekadan psikolojik yardım almaya yöneldiklerine tanık oluyorum. Özellikle
Çocuklar sıklıkla, çocuk gibi davranan yetişkinler tarafından, çocuk gibi davrandıkları için cezalandırılırlar. Büyümek için hala ne kadar yolumuz olduğunu bize gösteren hiçbir şey, ebeveynlik kadar etkili değildir. Çocuklardan duygusal denetim bekleriz — ama biz bağırır, utandırır ve kapıları çarparız. Olgunluk talep ederiz — ama biz tepki gösteririz. İşbirliği isteriz — ama bağ kurmaya fırsat vermeden
“Kafayı değiştirmek” ifadesi, gündelik hayatta çoğu zaman “önce kafayı değiştirmen lazım”, “ bu kafayı değiştirmek lazım” gibi bazen imalı bazen mizahi bir öneri niteliğinde kullanılır. Kafayı değiştirmek, genellikle bir konuya bakış açısını değiştirmek, bir konudaki fikrini değiştirmek anlamında bir ifadedir. Oysa psikoterapi pratiği açısından bakıldığında bu ifade, ister bir psikopatolojinin tedavisi için olsun, isterse tanısız