
Hepimizin bazen bazı şeyleri “kafasına taktığı” ve düşüncelerinin yoğunluğuyla bunaldığı zamanlar olabilir. Ancak bazen bu durum, geçici ve sıradan şekilde bir konuyla fazla meşgul olma halinin ötesine geçip, gündelik hayatı ciddi şekilde etkileyen bir kısır döngüye dönüşebilir. Psikiyatride “ruminasyon” olarak adlandırdığımız bu durum, Latince’de geviş getirmek anlamına gelen “ruminare” kelimesinden gelir. İngilizce bir deyim olan “overthinking” de ruminasyonu kast eder ve düşüncelerimizin belirli temalarda adeta yumaklar halinde yoğunlaştığı ve doğal zihin akışımızı bozduğu zihinsel durumu tarif eder.
Ruminasyon, düşüncelerin sürekli tekrarlanması, zihnin aynı konular etrafında dönüp durması halidir. Tıpkı sindirelemeyen bir yiyeceğin tekrar tekrar çiğnenmesi gibi, ruminasyon durumunda da; “Keşke öyle yapmasaydım”, “Aslında öyle söylememeliydim” “Ya şöyle olursa?”, “Eğer bu durum böyleyse, demek ki gelecekte beni şu bekliyor”, “Bana yaptığına gerekli cevabı veremedim”, “Neden ben?” gibi yaşadığımız ruhsal olarak zorlayıcı durumlara dair türlü çeşit düşünceleri defalarca zihnimizde çiğnergibi döndürüp dururuz.
Ruminasyon doğası gereği şimdiki ana odaklı değildir. Aksine “şimdi ve burada” yaşadığımız zamanı, ya geçmiş, ya da gelecekteki olayları sürekli analiz ederek geçirir. Bu nedenle gerçekte şimdiki zamanda yaşadığımız halde, ruminasyon sırasında zihnimizde geçmiş veya gelecek zamandayızdır. Bu sırada zihnimiz sürekli kurgusal bir şekilde düşünce yumakları üretir. İnsan zihininde düşünceler duyguları doğurur. Ruminasyon sırasında oluşan gelecekle ilgili kötü durum senaryoları veya geçmişle ilgili olumsuz değerlendirmeler yapan düşüncelere, kaygı, yetersizlik, çaresizlik, pişmanlık gibi olumsuz duygulara yol açar ve onlar da yumaklar halinde zihnimizi işgal eder.
Zihnimiz bu düşünce ve duygularla adeta işgal edilmiş haldeyken, şimdiki zamanla” kopuk ve temassız “ hale gelir. Bu durumdayken kişi, bu düşünce ve duygu sarmalına giderek gömülür ve oradan çıkamaz. Oluşan kopukluk halinde şimdiki zamana odaklanması olumsuz etkilenir. Bunun sonucunda, çevresinde iş, eğitim, özel hayat ve insan ilişkileri gibi konularla kopukluk yaşadığından sağlıklı değerlendirmeler yapamaz ve sağlıklı tepkiler veremez. Bu durumda özel ve sosyal ilişkileri, iş performansı olumsuz etkilenir. Çoğu zaman uyku düzeni bozulur ve genel yaşam kalitesi ciddi şekilde etkilenir. Yani bu durum kişinin mevcut anı yaşamasını engelleyerek, sürekli bir gerginlik ve huzursuzluk hali yaratır.
Ruminasyon yalnızca fonksiyonel değil, aynı zamanda nörobiyolojik temelleri de olan bir süreçtir. Ruminasyonun yarattığı ruhsal zorlanma, vücutta stres hormonlarının (kortizol ve adrenalin başta olmak üzere) sürekli salgılanmasına yol açarak bir stres cevabına neden olur. Stres cevabı, uyku, iştah ve cinsel isteksizlik gibi bedensel fonksiyonların bozulmasına ve kaygı sarmalının içinden çıkılamaz şeklide sürmesine yol açan nörobiyolojik bir zemin yaratır. Stres cevabı ayrıca, merkezi sinir sistemi ve çevresel organ sistemlerinden salgılanan kortizol ve adrenalin başta olmak üzere nörokimyasal aracı maddeler üzerinden ; bağışıklık sistemini ve metabolizmayı da düzensizleştiren ve olumsuz etkileyen bir dizi olayı tetikler. Bu da bağışıklık sisteminde zayıflamaya ve bedensel belirtilere neden olur.
Bu durum ilerledikçe ve süreklileştikçe, başta Kaygı Bozuklukları ve Depresif Bozukluk gibi zihinsel bozukluklar açısından risk ve yatkınlık oluşturur.
Peki ruminasyonun yarattığı düşünce ve duygu döngüsünden nasıl çıkabiliriz? Şimdiki zamanda kalma ve düşünceleri düzenleme becerilerini geliştiren Mindfulness (Bilinçli Farkındalık) temelli çalışmalar, her türden fiziksel egzersizler, sanat aktivileri gibi zihinsel odağı olumlu etkileyen aktiviteler koruyucu ve yardımcıdır.
Ancak eğer ruminasyon sürekli ve şiddetli ise, yaşam kalitesini belirgin etkiliyorsa, değerlendirme için bir psikiyatriste başvurmak ve psikoterapi almak gerekli olabilir. Çünkü, unutulmamalıdır ki bu durum ilerlediğinde, tıpkı ihmal edilen bedensel belirtilerin fiziksel sağlığımızı tehdit eden riskli durumlar yaratması gibi, ruminasyonun ihmali de ruh sağlığımız için risk yaratabilir.