Doç. Dr. M. Sıla Yazar

  • Blog
  • Sıla Yazar Instagram
  • Anasayfa
  • Hakkımda
    • Özgeçmiş
    • Bilimsel Etkinlikler
    • Kliniğimiz
  • Psikiyatride Kullanılan Tedavi Yöntemleri
  • Psikiyatrik Bozukluklar
  • Blog
    • Psikiyatristin Terapi Notları
    • Psikiyatrist Gözünden
  • Bize ulaşın
  • Anasayfa
  • Psikiyatri ve Psikoterapi
  • Blog
  • Psikiyatristin Terapi Notları
  • Kafaya takmak: Ruminasyon (overthinking)

Kafaya takmak: Ruminasyon (overthinking)

1
20 Şubat 2025 Perşembe / Kategori Psikiyatristin Terapi Notları

Kafaya takmak: Ruminasyon (overthinking)

ruminasyon overthinking-1

Hepimizin bazen bazı şeyleri “kafasına taktığı” ve düşüncelerinin yoğunluğuyla bunaldığı zamanlar olabilir. Ancak bazen bu durum, geçici ve sıradan şekilde bir konuyla fazla meşgul olma halinin ötesine geçip, gündelik hayatı ciddi şekilde etkileyen bir kısır döngüye dönüşebilir. Psikiyatride “ruminasyon” olarak adlandırdığımız bu durum, Latince’de geviş getirmek anlamına gelen “ruminare” kelimesinden gelir. İngilizce bir deyim olan “overthinking” de ruminasyonu kast eder ve düşüncelerimizin belirli temalarda adeta yumaklar halinde yoğunlaştığı ve doğal zihin akışımızı bozduğu zihinsel durumu tarif eder.

Ruminasyon,  düşüncelerin sürekli tekrarlanması, zihnin aynı konular etrafında dönüp durması halidir. Tıpkı sindirelemeyen bir yiyeceğin tekrar tekrar çiğnenmesi gibi, ruminasyon durumunda da; “Keşke öyle yapmasaydım”, “Aslında öyle söylememeliydim” “Ya şöyle olursa?”, “Eğer bu durum böyleyse, demek ki gelecekte beni şu bekliyor”, “Bana yaptığına gerekli cevabı veremedim”, “Neden ben?” gibi yaşadığımız ruhsal olarak zorlayıcı durumlara dair türlü çeşit düşünceleri defalarca zihnimizde çiğnergibi döndürüp  dururuz.

Ruminasyon doğası gereği şimdiki ana odaklı değildir. Aksine “şimdi ve burada” yaşadığımız zamanı, ya geçmiş, ya da gelecekteki olayları sürekli analiz ederek geçirir. Bu nedenle gerçekte şimdiki zamanda yaşadığımız halde, ruminasyon sırasında zihnimizde geçmiş veya gelecek zamandayızdır. Bu sırada zihnimiz sürekli kurgusal bir şekilde düşünce yumakları üretir.   İnsan  zihininde düşünceler duyguları doğurur.  Ruminasyon sırasında oluşan gelecekle ilgili kötü durum senaryoları veya geçmişle ilgili olumsuz değerlendirmeler yapan düşüncelere,  kaygı, yetersizlik, çaresizlik, pişmanlık gibi olumsuz duygulara yol açar ve onlar da yumaklar halinde zihnimizi işgal eder.

Zihnimiz bu düşünce ve duygularla adeta işgal edilmiş haldeyken, şimdiki zamanla” kopuk ve temassız “ hale gelir. Bu durumdayken kişi, bu düşünce ve duygu sarmalına giderek gömülür ve oradan çıkamaz. Oluşan kopukluk halinde şimdiki zamana odaklanması olumsuz etkilenir. Bunun sonucunda, çevresinde iş, eğitim,  özel hayat ve insan ilişkileri gibi konularla kopukluk yaşadığından sağlıklı değerlendirmeler yapamaz ve sağlıklı tepkiler veremez. Bu durumda özel ve sosyal ilişkileri, iş performansı olumsuz etkilenir. Çoğu zaman uyku düzeni  bozulur ve genel yaşam kalitesi ciddi şekilde etkilenir. Yani bu durum kişinin mevcut anı yaşamasını engelleyerek, sürekli bir gerginlik ve huzursuzluk hali yaratır.

Ruminasyon yalnızca fonksiyonel değil, aynı zamanda nörobiyolojik temelleri de olan bir süreçtir.  Ruminasyonun yarattığı ruhsal zorlanma, vücutta stres hormonlarının (kortizol ve adrenalin başta olmak üzere) sürekli salgılanmasına yol açarak bir stres cevabına neden olur.  Stres cevabı,  uyku, iştah ve cinsel isteksizlik gibi bedensel fonksiyonların bozulmasına ve kaygı sarmalının içinden çıkılamaz şeklide sürmesine yol açan nörobiyolojik bir zemin yaratır. Stres cevabı  ayrıca, merkezi sinir sistemi ve çevresel organ sistemlerinden salgılanan kortizol  ve adrenalin başta olmak üzere nörokimyasal aracı maddeler üzerinden ; bağışıklık sistemini ve  metabolizmayı da düzensizleştiren ve olumsuz etkileyen bir  dizi olayı tetikler. Bu da bağışıklık sisteminde zayıflamaya ve bedensel belirtilere neden olur.

Bu durum ilerledikçe ve süreklileştikçe, başta Kaygı Bozuklukları ve Depresif Bozukluk gibi zihinsel bozukluklar açısından risk ve yatkınlık oluşturur.

Peki ruminasyonun yarattığı düşünce ve duygu döngüsünden nasıl çıkabiliriz? Şimdiki zamanda kalma ve düşünceleri düzenleme becerilerini geliştiren Mindfulness (Bilinçli Farkındalık) temelli çalışmalar, her türden fiziksel egzersizler, sanat aktivileri gibi zihinsel odağı olumlu etkileyen aktiviteler koruyucu ve yardımcıdır.

Ancak eğer ruminasyon sürekli ve şiddetli ise, yaşam kalitesini belirgin etkiliyorsa, değerlendirme için bir psikiyatriste başvurmak ve  psikoterapi  almak gerekli olabilir. Çünkü, unutulmamalıdır ki bu durum ilerlediğinde, tıpkı ihmal edilen bedensel belirtilerin fiziksel sağlığımızı tehdit eden riskli durumlar yaratması gibi, ruminasyonun ihmali de ruh sağlığımız için risk yaratabilir.

 

  • Tweet

Diğer yazılar

Psikiyatrik sorunlarda erken müdahale ve önleyici müdahaleler
Psikiyatrik sorunlarda erken müdahale ve önleyici müdahaleler
Hariri döngüler ve duygular
Popüler yaklaşımların ötesinde mikrobiyota ve ruh sağlığı ile ilişkisi
Popüler yaklaşımların ötesinde mikrobiyota kavramı ve ruhsal sağlıkla ilişkisi

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bize Ulaşın

Telefon / Whatsapp

 +90 (541) 334 3484

Email

info@silayazarpsikiyatripsikoterapi.com

Adres

Harbiye Mah. Valikonağı Cad.
Marmara Apt. No:16 Kat:1 D:2
34367 Nişantaşı – Şişli / İstanbul

Google Haritalarda açın.

Saatler
Pazartesi–Cuma: 9:00–18:00

Yeni Eklenenler

  • içine atmak

    “İçine Atmak”: “Otomatik zihnin köhne, eskimiş, sıkışık ve işe yaramaz güvenlik alanı”

    Günlük hayatta kullandığımız bazı ifadeler, küç...
  • yapay zeka ve biyolojik zeka

    Yapay zeka ile biyolojik zekanın karşılaştırılması bilinç anlayışımıza yönelik yeni bir bakış açısı mı getiriyor?

    “Yapay zekadaki hızlı gelişmelere baktığı...
  • şizofreni farkındalık günü

    Şizofreni farkındalık günü

    Şizofreni, halen toplumda en çok yanlış anlaşıl...
  • Psikoterapi sohbet etmek değildir

    Psikoterapi sohbet etmek değildir

    Mayıs ruh sağlığı farkındalık ayı, ruhsal sağlı...
  • anneler günü

    Anneler Günü

    Gelin bu defa anneler gününü kutlama tarzımızı ...

En Çok Okunanlar

DOÇ. DR. M. SILA YAZAR

İLETİŞİM

 +90 (544) 464 15 17

Email: info@silayazarpsikiyatripsikoterapi.com

Harbiye Mah. Valikonağı Cad.
Marmara Apt. No:16 Kat:1 D:2
34367 Nişantaşı – Şişli / İstanbul

 Google Haritalarda Açın

  • GET SOCIAL

Doç. Dr. M. Sıla Yazar 2024 © Tüm hakları saklıdır.
Tasarım Uygulama SyberiumTechs

YUKARI