Doç. Dr. M. Sıla Yazar

  • Blog
  • Sıla Yazar Instagram
  • Anasayfa
  • Hakkımda
    • Özgeçmiş
    • Bilimsel Etkinlikler
    • Kliniğimiz
  • Psikiyatride Kullanılan Tedavi Yöntemleri
  • Psikiyatrik Bozukluklar
  • Blog
    • Psikiyatristin Terapi Notları
    • Psikiyatrist Gözünden
  • Bize ulaşın
  • Anasayfa
  • Psikiyatri ve Psikoterapi
  • Psikiyatri
  • Psikiyatrik Bozukluklar
  • Somatik (bedensel) şikayetlerle ilişkili psikiyatrik bozukluklar (psikosomatik bozukluklar) nelerdir?

Somatik (bedensel) şikayetlerle ilişkili psikiyatrik bozukluklar (psikosomatik bozukluklar) nelerdir?

0
24 Aralık 2024 Salı / Kategori Psikiyatrik Bozukluklar

Somatik (bedensel) şikayetlerle ilişkili psikiyatrik bozukluklar (psikosomatik bozukluklar) nelerdir?

psikosomatik bozukluklar

Psikosomatik durumlarda, kişinin  bir bedensel şikayete (örneğin başdönmesi, karın, eklem, kas vb. ağrısı sorunları, kulak çınlaması, güçsüzlük, sersemlik, sisli zihin vb.)   anormal, orantısız ve uyumsuz düşünce, duygu ve davranışlarla  verdiği psikolojik bir reaksiyon söz konusudur. Psikiyatride bu durumlar, sürekli devam ediyorsa ve kişinin iş, özel ve sosyal hayatında ciddi düzeyde bozulmaya neden oluyorsa “Somatik (Bedensel)  Şikayetlerle (Semptomlarla) İlişkili Bozukluklar” olarak adlandırılır.

Bu psikiyatrik sorunların hepsinin ortak özelliği, kişinin baş ağrısı, bel ağrısı, karın ağrısı, yaygın vücut ağrıları gibi ağrıların veya mide bulantısı, başdönmesi, kuvvetsizlik gibi çeşitli bedensel şikayetlerinin olması ve bu bedensel şikayetlere belirgin bir psikolojik zorlanma ve ruhsal sağlıkta bozulmanın eşlik etmesidir.

Bu bozukluklarda, yapılan bütün tıbbi muayene, tetkik ve incelemelerde kişinin yaşadığı bedensel şikayeti açıklayacak patolojik bir bulgu saptanamaz veya saptanan patolojik bulgular varsa bile kişinin şikayetini açıklayacak düzeyde değildir.

Bu durum, çoğu zaman bu bozukluğu yaşayan kişilerin, gerekenden çok daha fazla tıbbi başvuru, tetkik ve çeşitli incelemeler yaptırmasına yol açar. Psikosomatik Bozukluklar yaşayan kişiler eğer zamanında fark edilerek psikiyatrik yardıma ulaşamazsa, bu sorun kişilerin maddi ve manevi olarak ciddi kayıplar yaşamasıyla sonuçlanır. Bu kişiler ellerinde devasa tetkik sonuçlarıyla ve çoğu zaman başvurdukları doktorun var olan tıbbi sorunlarını teşhis edemediği veya tedavi edemediği inancıyla doktor doktor dolaşırlar  ama bir türlü tam olarak bedensel şikayetlerini açıklayacak bir sonuca ulaşılamaz.

Bu durum hem kişisel hem de sağlık sistemlerine ekonomik kayıplar yarattığı gibi, bu psikiyatrik sorunu yaşayan kişinin iş ve özel  hayatında  ve kişilerarası ilişkilerinde ciddi kayıplar yaşamasına, dahası tıbbi olarak bir açıklama ve çözüme ulaşamadıkça zaman içinde umutsuzluk,  çaresizlik ve depresif bir ruh haline yol açar.

Bedensel Belirtilerle ilişkili psikiyatrik sorunlar “hastalık taklidi yapma ya da  hastalığı kafaya takma” durumu değildir.

Bedensel belirtilerle ilişkili psikiyatrik sorunlar bir hastalık taklidi yapma ya da hastalığı kafaya takma durumu değildir. Bu kişiler kimi zaman çevresi ve hatta kimi zaman da sağlık profesyonelleri tarafından “her şey kafanın içinde” ,  “bu şikayetleri kendin üretiyorsun” , “hastalık hastasısın” gibi yargılayıcı değerlendirmelere maruz kalabilirler. Psikiyatri dışındaki tıp dallarından olan doktorlar kanıtlanan fiziksel hastalıklara gösterdikleri özeni ve saygıyı bu kişilere yeterince göstermeyebilirler. Çoğu zaman, bu tarz bir tanı almak,  kişide hedoktor tarafından bir çeşit pejoratif (küçümseyici) bir yaklaşıma maruz kaldığı düşüncesini uyandırır ve kendisini anlaşılmamış, tıbbi sorunu ciddiye alınmamış olarak değerlendirir.  Bu tür değerlendirmeler,  özellikle doktor tarafından yaşadığı sorunun doğası iyi açıklanmamış ve “tıbbi bir sorununuz yok” veya “kafanıza takmayın” gibi ifadelerle yaklaşılması durumunda daha da fazla olabilir.

Oysa bu durum da bir ruhsal sağlık sorunudur ve kişinin en kısa sürede ilgili tıp branşına, yani psikiyatriye ulaşması sağlanmalıdır. Kimi zaman bu psikiyatrik sorunu yaşayan kişiler,  psikiyatriste yönlendirmeyi tıbbi olarak yeterli anlaşılamama, teşhis konamama ve  bir çeşit damgalanma olarak değerlendirmekte ve psikiyarik yardıma başvurmakta direnç gösterebilmektedirler. Bu durumlarda hem  başvuran doktorlar, hem de kişinin çevrsindeki kişiler yargılayıcı bir yaklaşımdan uzak durarak,  kimi zaman kişinin ruhsal zorluğunu bedensel ifade edebileceği veya ruhsal faktörlerin de bedensel durumları etkileyebileceği gibi açıklamalarla, kişilerin kendi durumlarını daha gerçekçi değerlendirilmelerine yardımcı ve yol gösterici olmalıdırlar.

Unutulmamalıdır ki, bedensel şikayetleri konusunda kişinin yaşadığı durumun ne olduğu hakkında herhangi bir farkındalığı yoktur. Aşırı derecede bedensel şikayetiyle meşgul olduğu düşünceler, bunların yarattığı sağlığıyla ilgili ciddi bir kaygı  ve bu kaygının sonucu olan işlevsel olmayan davranışların içinde ciddi bir ızdırap yaşamaktadır ve bu zihinsel duruma adeta hapsolmuştur.

Sağlık kaygısı ile en sık ortaya çıkan patolojik davranışlar, sürekli doktorlara gidip tetkik yaptırma, internette sürekli bedensel şikayetini araştırma, zarar vereceğini düşündüğü durumlardan kaçınıp hayatını kısıtlama gibi  davranışlardır. Kişi bu nedenle iş veya eğitin hayatında  üretken olamadığı ve kişiler arası ilişkilerini sağlıklı sürdüremediği kayıplara uğramasına yol açan bir ruhsal sorun yaşamaktadır.

Beden-Zihin Düalitesi  Psikosomatik Bozuklukların anlaşılması için önemlidir.

Bir nörolog, nöroanatomist ve fizyolog olan Freud, “histeri” kavramını tıbbın insan zihnine bakış açısında  devrim yaratan bir yenilikçi yaklaşım olarak sunarken, psikolojik süreçlerin fizyolojik süreçler ile iç içeliği noktasını fark etmişti.  Bu devrimci yaklaşım, dualistik beden-zihin ikileminin sorgulamasını başlatan bir kayma yarattı tespiti yanlış olmaz. İzleyen yıllarda, nöroteknolojinin gelişiminin sunduğu olanaklarla beraber, özellikle histerinin günümüz modern tıbbındaki yaklaşık karşılığı olan “Konversiyon Bozukluğu” başta olmak üzere, bedensel belirtilerle ilişkili psikiyatrik durumların beden-zihin dualitesinin “ya bedensel ya zihinsel” veya “ya biyolojik/tıbbi ya psikolojik” ” keskin ayrımıyla anlaşılamayacağı, bu yaklaşımın bu tıbbi duruma çok dar geldiği,  yeni ve daha geniş bir “beden-zihin bütünlüğü” paradigmasına ihtiyaç olduğu giderek daha çok dile gelir oldu.

Bedensel belirtilerle ilişkili psikiyatrik bozukluklar hangileridir?

Aslında bedensel durumlarla aşırı zihinsel uğraşma ile ilgili durumların sınıflandırılması, psikiyatrik nozolojide epey zorlayıcı bir uğraş olagelmiştir.

Dünyada en yaygın kullanılan iki sınıflama sistemi olan DSÖ (Dünya Sağlık Örgütü)’nün sınıflaması ICD-11 ve APA (Amerikan Psikiyatri Birliği)’nin sınıflama sistemi olan DSM 5’e göre Bedensel belirtilerle ilişkili bozukluklar şunlardır:

ICD-11

Bedensel Endişe ve Bedensel Deneyim Bozuklukları

Bedensel Endişe Bozukluğu

Bedensel endişe bozukluğunda, kişide ciddi ruhsal zorlanma yaratan şekilde  ve dikkatin abartılı tarzda bedensel belirtilere yöneltmesi  başlıca bulgudur.

Kişi bu nedeniyle tekrar tekrar ve ısrarcı biçimde sağlık başvuruları yapar ve sürekli bu arayıştadır. Bu belirtilere neden olan veya katkıda bulunan başka bir sağlık sorunu olsa bile, kişinin bu konuya odaklanma derecesi, bu sağlık sorununun doğası ve seyrinin gerektirdiğinin açıkça üzerindedir.

Bedensel belirtiye orantısız ve aşırı odaklanma, uygun klinik değerlendirmeler ve tıbbi incelemelerle kişiye  güvence verilse hafiflemez. Bedensel belirtiler ısrarcıdır, en az bir kaç aydır, neredeyse her gün sürmektedir.

Bu bozuklukta, tipik olarak zaman içinde değişiklik gösterebilen çok sayıda bedensel belirti vardır. Kimi az sayıda durumlarda ise tek bir belirti de olabilir.

Semptomlar bireyin işlevselliği üzerinde belli bir düzeyde tkiye sahiptir (örneğin, ilişkilerde gerginlik, daha az etkili akademik veya mesleki işlevsellik, belirli etkinliklerinden bu nedenle vazgeçme).

Beden Bütünlüğü Disforisi

Beden bütünlüğü disforisi, fiziksel bir sakatlığa sahip olma konusunda abartılı bir istek duymayla karakterizedir (örneğin, uzuvların major amputasyonu, parapleji, körlük gibi ). Bozukluk genellikle ergenlik döneminde başlar, belirgin rahatsızlığa neden olur ve kişi mevcut  sağlıklı ve doğal beden görünümünün uygunsuz olduğu düşüncesi içindedir.

Bu istekle aşırı şekilde zihinsel meşguliyet,  (bir sakatlığı varmış gibi davranmaya aşırı odaklanma), üretkenlikte ve sosyal işlevsellikte  etkilenmeye yol açar. (örneğin, kişi bir sakatlığı olmadığının anlaşılacağı endişesiyle yakın ilişki kurmayı istemez), veya gerçekten bir sakatlığa sahip olmak için hayatını riske atacak girişimlerde bulunmayı içerir.

DSM 5

Bedensel Belirti Bozukluğu

Kişide ciddi düzeyde ruhsal zorlanma yaratan ve  günlük yaşamı  önemli  ölçüde  kesintiye  uğratan  bir ya da birden çok bedensel  belirti vardır (örneğin ağrı, kulak çınlaması, baş dönmesi, vb.) ve bunlara eşlik eden bedensel belirti ve genel sağlıkla ilişkili düşüncelerle aşırı düzeyde  zihinsel meşguliyet, bu düşüncelerle beraber yoğun kaygı ve  gündelik yaşam akışını olumsuz etkileyen  işlevsiz davranışlar mevcuttur.  Bedensel belirti ile ilgili düşünceler, duygular ve davranışlar, kişinin  belirtilerinin  önemiyle  orantısız ve   süreklidir, geçici değildir. Herhangi bir  bedensel  bir belirti  sürekli  olarak bulunmayabilir, bedensel belirtiler değişkenlik gösterebilir ama bedensel  belirti  gösteriyor olma durumu süreklilik gösterir. Bu  belirtilere  ve yol açtığı işlevsiz düşünce, duygu ve davranışlara aşırı zaman ve zihinsel bir çaba harcanır ve bunun sonucunda kişinin gündelik yaşamı, üretkenliği, insan ilişkileri doğal akışında süremez olur.

Hastalık Kaygısı  Bozukluğu

Kişinin kendisinde ciddi  bir hastalığın olduğu ya da olacağı düşüncesiyle  aşırı düzeyde meşgul olmasıdır.  Çoğu zaman açıkça bir bedensel  belirti  yoktur  ya  da  varsa  bile  şiddetli değildir.

Kimi zaman mevcut başka  bir  hastalık durumu  olabilir veya bir  hastalık  durumu  çıkma  olasılığını  artırma ihtimali olabilecek durumlar olabilir, örn.  ailesinde  kişinin zihnini meşgul eden ciddi hastalık  öyküsü olabilir. Ancak bu durumlarda, kişinin ciddi hastalık düşüncesiyle   meşguliyeti, bu durumların çok ötesinde aşırı düzeydedir ve riskle orantısızdır.

Sağlıkla  ilgili  yüksek düzeyde  bir  kaygı  vardır ve  kişi,  kişisel  sağlık  durumuyla ilgili olarak, tehlikeli bir durum olduğu konusunda korkuya kapılmaya yatkın ve duyarlıdır. Bir haber duymak, tanıdık birinin ciddi bir hastalığa yakalanması veya hastalığın gündelik hayatta sözünün edilmesi gibi olağan bir çok şey yoğun şekilde kaygıyı tetikleyebilir.

Sıklıkla bu tabloya sağlıkla ilgili sürekli hastalık bulguları için vücudunu sık sık taramak, aşırı şekilde sağlık araştırmaları yapmak ve doktora başvurmak gibi  uygunsuz davranışları eşlik eder.Kimi durumlarda ise kişi  uygunsuz bir kaçınma içinde olabilir, örneğin doktora gitmekten ve hastanelerden  kaçınabilir.

Dönüştürme (Konversiyon)  Bozukluğu

Bir ya da birden  çok,  nörolojik (sinir sistemine ait) istemli hareket (motor) ya da duyusal  sistemi ilgilendiren fonksiyon bozukluğu mevcuttur. Konversiyon Bozukluğunda, bedensel belirtinin sinir sistemine ait bir fonksiyon bozukluğunun belirtisi olan durumlar söz konusudur.

Bu belirtiler, titreme (tremor), kasılma (distoni), kaslarda atmalar (miyoklonus), güç kaybı ve inme benzeri durumlar, yürüyüş bozukluğu ve  denge bozukluğu, yutma güçlüğü, konuşma güçlüğü, epilepsi nöbeti benzeri nöbetler, uyuşma ya da duyu (his) kaybı,  görme,  koku alma ya da duyma bozukluğu ve bunların birden fazlasının beraber olduğu karma belirtiler olabilir.

Klinik bulgular, var olan belirti ile bilinen nöroloji ya da genel tıp durumları arasında bağdaşmazlık ve uyuşmazlık olduğuna ilişkin  kanıtlar sağlar. Örneğin, Konversiyon Bozukluğu olan kişide yapılan nörolojik muayene bulguları, sinir sisteminin çalışma düzeni ile uyumlu değildir, veya yapılan nörolojik görüntüleme yöntemleri ile bedensel belirti bağdaşmaz.

Psikiyatrik Olmayan Diğer Sağlık  Durumlarını Etkileyen Ruhsal Etkenler

Kişinin hali hazırda sağlıkla ilgili tanı konmuş bir bedensel belirti ya da sağlık sorunu  (psikiyatrik sorun haricinde) vardır. Kişide bu sağlık sorununa karşı ortaya koyduğu  ruhsal  ve  davranışsal etkenler mevcut sağlık sorununu ve kişinin sağlık  durumunu olumsuz bir biçimde etkiler.

Bu etkenler, sağlık durumunun iyileşmesini güçleştirecek şekilde, veya hastalığın altında  yatan  patofizyoloji (hastalığı yaratan biyolojik süreçler) için  tetikleyici  ya  da  alevlendirici  olarak hastalığı olumsuz etkileme gibi durumları içerir Bu ruhsal etkenler nedeniyle kişide başka birtakım başka sağlık sorunları oluşabilmekte  ya da tıbbi  bakımı ihtiyacı doğabilmektedir.

Bu durumlar kimi durumlarda hastalık olasılığını artırır (örn. hipertansiyon tedavisine tam  bir uyum  göstermeme), kimi durumlarda altta  yatan  tıbbi  durumu  kötüleştirir (örn.  astmayı  kötüleştiren  kaygı), kimi durumlarda da hastaneye yatırılma ya da acil servise gitme  (koruyucu önerilere uyum göstermeyerek alerjik reaksiyonları tetikleme) sonucunu doğurur. Kimi aşırı düzeyde durumlarda ise ölümcül sonuçlar doğurur (örn. kalp krizi belirtilerine aldırmamama veya kanser tanısı almışken kemoterapi reddi ).

Yapay Bozukluk (Munchausen Sendromu)

Kişinin yanıltıcı şekilde bedensel ya da ruhsal  belirtiler ortaya çıkarma, kimi zaman bu amaçla a yaralanmaya ya da hastalığa yol açma davranışlarından oluşan nadir görülen  bir psikiyatrik bozukluktur.

Kişi bedensel belirtileri (cilt döküntüsü benzeri, cilt yaraları, ishal vb. ) kendi oluşturur ve tıbbi bir sorunu varmış gibi tıbbi yardım arayışında bulunur. Kendisini bazen de başkalarını;  hasta,  işgöremez ya da yaralı olarak gösterir, ancak bunu açık bir dış kazanç için yapmaz. Yani bir görevden kaçma, maddi bir çıkar elde etme vb. bir ödül/kazanç söz konusu değildir.

Bütün Somatik semptomlarla ilişkili bozukluk tanı kategorilerinde, bedensel belirti ve ilişkili ruhsal sorunlar,  klinik açıdan belirgin bir ruhsal zorlanmaya, iş, eğitim, üretkenlik , kişilerarası ilişkiler alanlarında  belirgin olarak işlevsellikte kayıplara yol açtığında, başka bir ruhsal bozukukluk  tanısıyla daha iyi açıklanamıyorsa  ve en az altı ay süreyle mevcut olduğunda bu psikiyatrik tanılar konur.

Bedensel belirtilerle ilişkili psikiyatrik bozukluklar nasıl  tedavi edilir?

Bedensel Belirtilerle İlişkili Psikiyatrik Bozuklukların tedavisi için,  ilaç tedavisi ve psikoterapinin beraber kullanıldığı kombine tedavi yöntemleri en etkili tedavilerdir.

Yaşanan ruhsal zorlanma, sıklıkla kaygı depresyon gibi semptomlarla sıklıkla birliktedir ve bu durumların varlığında kişinin durumunu gerçekçi değerlendirebilmesini daha da zorlaştırır, böylece klinik durumu daha da ağırlaştıran bir kısır döngü doğar. Kullanılan ilk seçenek ilaçlar, çoğu zaman  kaygı ve depresyon tedavisinde kullanılan ilaçlardır, kaygı ve depresyonu gidererek psikoterapi çalışması için sağlıklı bir zemin sağlar.

Birlikte uygulanan psikoterapi ile de, bedensel duruma verilen maldadaptif (uygunsuz, uyumsuz) ve  işlevsel olmayan (bedensel duyumun veya şikayetin bir ruhsal soruna dönüşmesine neden olan) düşünce ve inançlara  müdahele edilir. Bu maladaptif ve işlevsel olmayan düşünce ve inançların değişmesiyle, yol açtıkları kaygı ve diğer olumsuz duygular ve bu duyguların harekete geçirdiği,  kişiyi doğal yaşam akışından alıkoyan olumsuz davranışlar  değişir. Bu sürecin sonunda kişi, zihninde ve  yaşamında yeni bir modelde;  verimli bir yeniden yapılanmaya gider.

Bu psikiyatrik bozukluklar, uygun tedavi yöntemleriyle düzelebilir durumlardır.


Konuyla ilgili Instagram paylaşımı:

Somatik (Bedensel) Şikayetlerle İlişkili Psikiyatrik Bozukluklar (Psikosomatik Bozukluklar) Nedir?

 

  • Tweet

Diğer yazılar

Anksiyete (kaygı) nedir? Anksiyete (kaygı) bozuklukları nelerdir?
Alkol ve uyuşturucu madde kullanım bozuklukları nelerdir?
Sosyal kaygı bozukluğu
Sosyal Kaygı Bozukluğu

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bize Ulaşın

Telefon / Whatsapp

 +90 (541) 334 3484

Email

info@silayazarpsikiyatripsikoterapi.com

Adres

Harbiye Mah. Valikonağı Cad.
Marmara Apt. No:16 Kat:1 D:2
34367 Nişantaşı – Şişli / İstanbul

Google Haritalarda açın.

Saatler
Pazartesi–Cuma: 9:00–18:00

Yeni Eklenenler

  • hakıszlığa gelememek

    Haksızlığa gelememek, bireyden topluma yansımalar

    Günlük hayatta kullandığımız bazı ifadeler, ruh...
  • ruhsal iyilik

    Ruhsal iyilik sosyal, ekonomik ve politik konulardan ayrı düşünülemez

    Dünya Sağlık Örgütü, ruh sağlığını şekillendire...
  • yeni çağın sözde terapileri

    Yeni çağın sözde terapileri toplumun ruh sağlığını tehdit ediyor.

    Geçtiğimiz günlerde genç bir kadının ölümüyle s...
  • Dünya kadınlar günü

    8 Mart 2025 Dünya Kadınlar Günü

    Kadından: Ebeveyn olarak, anneliğini hayatının ...
  • evlilik

    Evlilik

    Psikoterapist Nicole Le Pera, evlilikle ilgili ...

En Çok Okunanlar

DOÇ. DR. M. SILA YAZAR

İLETİŞİM

 +90 (544) 464 15 17

Email: info@silayazarpsikiyatripsikoterapi.com

Harbiye Mah. Valikonağı Cad.
Marmara Apt. No:16 Kat:1 D:2
34367 Nişantaşı – Şişli / İstanbul

 Google Haritalarda Açın

  • GET SOCIAL

Doç. Dr. M. Sıla Yazar 2024 © Tüm hakları saklıdır.
Tasarım Uygulama SyberiumTechs

YUKARI