Bilişsel esneklik, bireyin alternatif yolların ve seçeneklerin farkında olması, yeni durumlara uyum sağlamada esnek olabilmesi ve esnek olabildiği durumlarda öz-yeterlilik (self-efficacy) hissetmesi olarak tanımlanmaktadır .
Bilişsel esneklik, bir düşünceden diğerine geçme becerisidir. Dolayısıyla bilişsel esneklik özelliğine sahip olan bireyler değişime açık, sabit fikirli olmayan, çoğulcu bir yaklaşım sergilerler. Kendileri ve başkaları için katı ve mutlak kurallar koymazlar. Bilişsel esnekliği, bireyin değişen çevre koşullarına göre sahip olduğu bilişleri değiştirme yetisi olarak da açıklayabiliriz. Bu bağlamda bilişsel esneklik başa çıkma becerilerini ve ruhsal iyilik halini sağlayan bir özellik olarak bildirilmektedir.
Bilişsel esneklik özelliğine sahip olmak, bireyin mutluluk ve öznel iyilik haline sağladığı katkının yanı sıra, problem çözme becerisi ile de yakından ilişkilidir. Bilişsel esneklik özelliğine sahip bireyler, karşılaştığı soruna tek bir çözümde ısrar etmeksizin, birden fazla bakış açısıyla yaklaşabilirler. Böylece kişiler arası ilişkiler, iş ve sosyal yaşam alanlarında ruhsal iyiliği olumsuz etkileyen değişik türden problemlere çok yönlü stratejilerle bakabilme kapasitesine sahiptirler. Bilişsel esneklik becerisi, kişinin birden fazla çözüm yolunu görebilir ve bu çözüm yolları arasında geçişler yapabilir olmasını mümkün hale getirerek, algılanan stres düzeyinde azalma sağlar ve bireyin strese karşı dayanıklılığını artırır.
Yaşam kimi zaman zorlayıcı yaşam olaylarıyla karşılaştığımız dalgalı, fırtınalı dönemler /durumlar getirebilir. Bilişsel esneklik bireylerin, yeni ve zorlayıcı yaşam olaylarına ve değişen çevre koşullarına daha kolay uyum sağlamasına imkân sağlar. Çünkü özel, sosyal ve iş yaşamında karşılaşılan yaşam olayları özellikle zorlayıcı özellikler taşıyorsa, ruhsal iyiliği sürdürebilmek ancak bir zihinsel durumdan diğerine geçiş yaparak yeni duruma adapte olmakla mümkün olur. Bu geçiş, yaşamdaki yeni durumun özelliklerine ve gereklerine göre düşüncelerini, inançlarını ve tutumlarını değiştirebilmeyi zorunlu kılar. Bilişsel esnekliğin yüksek olması, bireylerin karşılaştığı yeni ve zorlayıcı durumu gerçekçi olarak çok yönlü şekilde değerlendirmesini ve olası çözüm yollarını içeren birçok olasılığı görebilmesini sağlar. Böylece bu zorlayıcı hayat olayları kişide ruhsal zorlanma yaratsa da başa çıkılabilir olarak değerlendirilebilir. Bu da ruhsal iyiliğin korunmasındaki başlıca önemli unsurlardan biridir.
Bilişsel esnekliğin yetersiz olduğu bir zihinsel yapılanma ise ruhsal iyiliği olumsuz etkiler ve ruhsal iyilik ve esenliğin sürdürebilmesi açısından riskler yaratır. Bilişsel kurama göre katı ve esnek olmayan bilişsel yapılanma tarzı, bireyin kendini ve dünyayı katı bir bakış açısıyla değerlendirmesi sonucunda işlevsel olmayan düşüncelerde değişmeyen katı değerlendirmelere yol açar. Özellikle olumsuz işlevsel olmayan düşünceler ve tutumlar, bilişsel esnekliğin yokluğu veya yetersizliğinde ortaya çıkan bu katı yapısıyla kişinin kendini ve dünyayı dinamik ve gerçekçi olarak değerlendirebilmesine engel olarak, kaygı bozuklukları, stresle ilişkili depresif bozukluk gibi çeşitli psikopatolojilerin oluşmasına zemin hazırlar ve katkıda bulunur .
Bilişsel Psikoterapilerde, kişiye kendi zihinsel yapısını inceleme, anlama ve müdahale etme konusunda kazandırılan pek çok beceri vardır ve bunların başında zihinsel esneklik kazandırma gelir. Psikoterapi çalışmaları sırasında, kişi güncel ve geçmişte yaşadığı zorlayıcı yaşam olaylarını değerlendirirken, olayı/durumu işlevsiz inanışların belirlediği tek bir değerlendirme tarzı ve çözüm yolunda ısrar etmeksizin, gerçekçi, akılcı ve hakkaniyetli bir değerlendirmeyi mümkün hale getiren birden fazla bakış açısıyla yaklaşarak değerlendirebilme becerisini kazanır. Böylece farklı olasılıkları ve bu olasılıkların içerdiği alternatifleri değerlendirmesi, olası alternatif çözüm yollarını bir bütün olarak görebilmesi, işlevsel çözümler üretmesi ve bunları da tutum ve davranış değişiklikleriyle hayata geçirmesini sağlayan yepyeni bir zihin yapısına geçiş mümkün olur. Bu da birçok yönüyle yeni bir hayata geçiş yapmak demektir.
Esneklik yaşamın temel kuralı olan değişmek ve gelişmek için zorunludur, böylece birey psikoterapi süreciyle değişir, gelişir ve yaşam deneyimi eskisinden farklı hale gelir.